ÖDEV; SORUMLULUK DEĞİL, SORUMLULUĞUN BİR PARÇASIDIR.
Çoğu ebeveyn ödev saatlerini bir işkence olarak tanımlıyor olsa da yapmamız gereken şey ödeve karşı bakış açımızı değiştirmektir. Bugün ödevlere yeni bir pencereden bakmaya niyet edelim. Ödev, ebeveyne ait değil çocuğa aittir. Çocuğun ödevleriyle ilgili ne kadar çok sorumluluk alırsanız çocuk da o kadar az sorumluluk üstlenecektir.
Ödev konusunda ebeveynin sergilediği davranışlar, çocuğun ödevlere ait düşüncesini şekillendirir. Eğer zorlayıcı, baskılı, tehditkâr veya eleştirel bir yerdeyseniz çocuk da ödevlerini kullanarak size karşı tepkisini gösterebilir.
Ev ödevleri çocuğunuzla ilişkinize zarar veren bir konumda olmamalıdır. Aynı şekilde çocuk-ebeveyn arasındaki bağın kuvvetlenmesi de ödevlere bağlı değildir. Amacınız ödevi çocuğa yaptırmaksa süreç sağlıklı başlamaz ve sonu kötü bitebilir.
Nereden başlayalım?
Ödev zamanı evdeki tüm ekranlar kapalı olmalıdır.
1) Her şeyden önce çocuğunuza anladığınızı gösterin biz ne kadar yakınırsak çocuk da o kadar şikâyet eder. "Yapacağın 3 sayfa ödev", "biz böyle miydik ?" gibi kalıplardan sıyrılın. Bunların hepsi ebeveyne birer yüktür.
"Ödevlerin sana zor geldiğini biliyorum."
"Ödev zamanını hatırlattığımda gerildiğini görüyorum. Haklısın, kolay değil."
2) Ev ödevlerine ebeveyn değil çocuk hazır olmalıdır. Çocuğa kendisi için doğru saati bulması adına destek olun. ,
"Okuldan geldiğinde kendini hazır hissettiğin bir an belirleyebiliriz."
"Yemekten önce mi? / yemekten sonra mı ?" gibi önce-sonra kalıpları işe yarar.
Diyelim ki çocuğunuz yemekten sonrası için seçim yaptı:
"Harika. Bunu bilmiyordum. Artık yemekten önce bu uyarıyı yapmayacağım. Çünkü ne zaman çalışmak istediğini öğrendim."
3) Ödev saati hatırlatmanızı işbirlikçi yaklaşarak ve sakin yapmalısınız. Çocuğa emir vererek o işi sevmesini bekleyemeyiz. Unutmayın, nasıl başlarsanız öyle gider.
"Oyunda çok iyi gidiyorsun. Vaay yeni garaj kapıları da yapmışsın. Ödev zamanın yaklaşıyor. Oyununu nasıl tamamlayacaksın merak ediyorum."
"Birazdan ödev saatin gelmiş olacak."
"Ödevlerini nerede yapmak istersin?"
"Önce hangi dersten başlamak istersin? Dur tahmin edeyim, matematik!"
"Başlamak için hangi malzemeler gerekiyor, sana yardım edeyim."
4) Ödev esnasında ne sürekli çocuğunuzun yanında olun ne de onu tamamen yalnız bırakın. Çocuklar bazen anne veya babası sürekli onunla kalsın isteyebilir. Amacı kendini güvende hissetmek ve destek gördüğünü bilmektir. Bu teklife direkt "hayır" demek çocuğu incitebilir. Birlikte başlayabilir, neler yapılacağını şöyle bir gözden geçirebilirsin. Daha sonra çocuğunuzun görüş alanında kalmak en sağlıklısıdır.
"Sen bu sayfayı yaparken ben de şurada şu işimi halledeceğim. Zorlandığın zaman yardım isteyebilirsin."
5) Çocuğunuzun sizden yardım isteme hakkı olduğunu unutmayalım. Eğer sürekli yardım istiyorsa yanında biraz daha kalmanız gerekebilir. Bu süreçte de ona sürekli müdahaleden kaçınmalısınız.
“Sallanıp durma da soruyu oku!” (demek yerine)
“Şu silgiyi yolmayı kes!” (demek yerine)
“Düşünmeni bekliyorum.”
6) Çocuğun zorlandığı soruyu direkt çözerseniz sizi sürekli olarak çağırır ve bu artık kolaya kaçmak demektir. İpucu verebilir, yardım edebilirsiniz. Ama asla ödevi siz yapmayın, soruyu siz çözmeyin.
“Biraz zor bir soru, olabilir. Önce bir düşünelim.”
“Yüksek sesle tekrar okuyabilirsin.”
7) Ödev esnasında çocuğunuzun kalemini elinden almamanızı öneririm. Kalemi beraber tutabilirsiniz. Bir şey gösterecekseniz ayrı bir kalem kağıt kullanabilirsiniz.
“İpucu Kağıdı” ve “Yol gösteren kağıt” gibi sempatik isimler bulabilirsiniz.
8) Geriye çocuğunuzu motive etmek kalıyor. Ödev sonunda (her ne yaşanmış olursa olsun) ona sarılın ve sevgi ifadenizi esirgemeyin.
“Başlarken zorlandın ama sonunda başardın. Çabana hayran kaldım.”
“Sabırla ödevlerini yaptı, seni tebrik ediyorum.”
“Gayet iyi gidiyorsun. Seni böyle görmekten çok mutluyum.”